Diğer Böbrek Hastalıkları

u bölümde, daha az sıklıkta karşılaşılan veya spesifik klinik özelliklere sahip böbrek hastalıklarını ele alacağız. Bu hastalıkların erken tanısı ve uygun yönetimi, böbrek fonksiyonlarının korunması ve komplikasyonların önlenmesi açısından büyük önem taşır.

1. Glomerülonefritler: İmmünolojik Temelleri ve Klinik Varyasyonları

Glomerülonefritler, böbrek glomerüllerinin inflamatuar hastalıklarıdır. Glomerüller, kanı filtreleyerek idrarı oluşturan küçük damar yumaklarıdır. Bu yapıların iltihaplanması, böbrek fonksiyonlarının bozulmasına ve çeşitli klinik tablolara yol açabilir.

  • Etiyoloji ve Patogenez: Glomerülonefritlerin etiyolojisi oldukça çeşitlidir. İmmün komplekslerinin birikimi, antikor aracılı hasar, kompleman aktivasyonu ve hücre aracılı immün yanıtlar gibi çeşitli immünolojik mekanizmalar glomerüler hasara yol açabilir. Enfeksiyonlar (streptokok, hepatit B, hepatit C), sistemik hastalıklar (SLE, vaskülitler) ve genetik faktörler de glomerülonefrit gelişiminde rol oynayabilir.
  • Sınıflandırma: Glomerülonefritler, klinik ve patolojik özelliklerine göre sınıflandırılır:
    • Akut Poststreptokokal Glomerülonefrit (APSGN): Grup A streptokok enfeksiyonunu takiben gelişen, sıklıkla çocuklarda görülen bir glomerülonefrittir. Hematüri, ödem ve hipertansiyon ile karakterizedir. Prognozu genellikle iyidir.
    • Membranöz Glomerülonefrit (MGN): Glomerüler bazal membranda immün komplekslerinin birikimi ile karakterizedir. Erişkinlerde nefrotik sendromun en sık nedenlerinden biridir. Primer (idiopatik) veya sekonder (ilaçlar, enfeksiyonlar, tümörler) olabilir.
    • Fokal Segmental Glomerüloskleroz (FSGS): Glomerüllerin bir kısmında (fokal) ve bir segmentinde (segmental) skleroz (sertleşme) ile karakterizedir. Nefrotik sendrom ve böbrek yetmezliğine yol açabilir. Primer veya sekonder olabilir.
    • IgA Nefropatisi (Berger Hastalığı): Glomerüllerde IgA immünoglobulin birikimi ile karakterizedir. Sıklıkla tekrarlayan hematüri atakları ile seyreder. Uzun dönemde böbrek yetmezliğine ilerleyebilir.
    • Hızlı İlerleyen Glomerülonefrit (RPGN): Kısa sürede böbrek fonksiyonlarının hızla bozulduğu, ciddi bir glomerülonefrittir. Goodpasture sendromu, vaskülitler ve immün kompleks hastalıkları gibi çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir.
  • Klinik Bulgular: Glomerülonefritlerin klinik belirtileri, hastalığın tipine ve şiddetine göre değişir:
    • Hematüri: İdrarda kan görülmesi.
    • Proteinüri: İdrarda protein kaybı (nefrotik sendrom).
    • Ödem: Özellikle göz çevresinde, ayak bileklerinde ve bacaklarda sıvı birikimi.
    • Hipertansiyon: Yüksek kan basıncı.
    • Böbrek Yetmezliği: Böbrek fonksiyonlarının azalması.
  • Tanı: Glomerülonefrit tanısı, klinik bulgular, idrar analizi, kan testleri ve böbrek biyopsisi ile konulur. Böbrek biyopsisi, glomerüler hasarın tipini ve şiddetini belirlemede altın standarttır.
  • Tedavi: Glomerülonefritlerin tedavisi, altta yatan nedene ve hastalığın tipine göre değişir. İmmünsupresif ilaçlar (kortikosteroidler, siklofosfamid, mikofenolat mofetil), ACE inhibitörleri veya ARB’ler, diüretikler ve diyet düzenlemeleri sıklıkla kullanılır. Bazı durumlarda plazmaferez veya immünoglobulin tedavisi de gerekebilir.

2. Renal Arter Stenozu: Vasküler Patoloji ve Hipertansiyon İlişkisi

Renal arter stenozu (RAS), böbreklere kan taşıyan renal arterlerden birinin veya her ikisinin daralmasıdır. Bu durum, böbrek perfüzyonunu azaltarak hipertansiyon ve böbrek yetmezliğine yol açabilir.

  • Etiyoloji: RAS’ın en sık nedenleri ateroskleroz ve fibromüsküler displazidir (FMD).
    • Ateroskleroz: Yaşlı hastalarda daha sık görülür. Renal arterlerde plak birikimi sonucu daralma meydana gelir.
    • Fibromüsküler Displazi: Genç kadınlarda daha sık görülür. Arter duvarında anormal hücre büyümesi sonucu daralma oluşur.
  • Klinik Bulgular: RAS’ın belirtileri şunlar olabilir:
    • Kontrolsüz Hipertansiyon: Özellikle genç yaşta başlayan veya tedaviye dirençli hipertansiyon.
    • Ani Başlangıçlı Hipertansiyon: Önceden hipertansiyonu olmayan kişilerde aniden ortaya çıkan yüksek kan basıncı.
    • Böbrek Yetmezliği: Böbrek fonksiyonlarının bozulması.
    • Karın Gurultusu (Abdominal Bruit): Karın muayenesinde renal arterler üzerinde duyulabilen üfürüm sesi.
  • Tanı: RAS tanısı aşağıdaki yöntemlerle konulur:
    • Doppler Ultrasonografi: Renal arterlerde kan akış hızının ölçülmesi.
    • Bilgisayarlı Tomografi Anjiyografi (BT Anjiyografi): Renal arterlerin görüntülenmesi.
    • Manyetik Rezonans Anjiyografi (MR Anjiyografi): Renal arterlerin görüntülenmesi.
    • Renal Anjiyografi: Renal arterlerin doğrudan görüntülenmesi ve tedavi için kullanılabilir.
  • Tedavi: RAS tedavisinde amaç, kan basıncını kontrol altına almak ve böbrek fonksiyonlarını korumaktır:
    • Medikal Tedavi: ACE inhibitörleri veya ARB’ler, diüretikler ve beta blokerler gibi antihipertansif ilaçlar kullanılır.
    • Anjiyoplasti ve Stent Yerleştirilmesi: Renal arterin balonla genişletilmesi ve stent yerleştirilmesi.
    • Cerrahi Bypass: Renal arterin cerrahi olarak bypass edilmesi.

3. Hidronefroz: Üriner Obstrüksiyon ve Böbrek Hasarı

Hidronefroz, böbrek pelvisinin ve kalikslerinin idrar birikimi sonucu genişlemesidir. Üriner sistemdeki bir obstrüksiyon (tıkanıklık) nedeniyle idrarın normal akışı engellenir ve böbrek içinde birikir.

  • Etiyoloji: Hidronefrozun en sık nedenleri şunlardır:
    • Böbrek Taşları: Üreter veya böbrek pelvisinde taşlar idrar akışını engelleyebilir.
    • Üreter Striktürleri: Üreterde daralmalar.
    • Tümörler: Üriner sistem tümörleri idrar akışını engelleyebilir.
    • Prostat Büyümesi (BPH): Prostatın büyümesi üretrayı sıkıştırarak idrar akışını engelleyebilir.
    • Konjenital Anomaliler: Üreteropelvik bileşke darlığı gibi doğuştan gelen anomaliler.
  • Klinik Bulgular: Hidronefrozun belirtileri, obstrüksiyonun derecesine ve süresine bağlı olarak değişir:
    • Yan Ağrısı: Böbrek bölgesinde ağrı.
    • İdrar Yolu Enfeksiyonları: Tekrarlayan enfeksiyonlar.
    • Hematüri: İdrarda kan görülmesi.
    • Böbrek Yetmezliği: İleri vakalarda böbrek fonksiyonlarının bozulması.
  • Tanı: Hidronefroz tanısı aşağıdaki yöntemlerle konulur:
    • Ultrasonografi: Böbreklerin görüntülenmesi.
    • Bilgisayarlı Tomografi (BT): Üriner sistemin detaylı görüntülenmesi.
    • İntravenöz Pyelografi (IVP): Üriner sistemin kontrast madde ile görüntülenmesi.
    • Renal Sintigrafi: Böbrek fonksiyonlarının değerlendirilmesi.
  • Tedavi: Hidronefrozun tedavisi, obstrüksiyonun nedenine ve şiddetine göre değişir:
    • Böbrek Taşı Tedavisi: ESWL, URS veya PCNL ile taşların çıkarılması.
    • Üreter Striktürü Tedavisi: Balon dilatasyonu veya cerrahi rekonstrüksiyon.
    • Tümör Tedavisi: Cerrahi eksizyon veya diğer onkolojik tedaviler.
    • Prostat Büyümesi Tedavisi: İlaç tedavisi veya cerrahi (TURP, açık prostatektomi).
    • Üreteropelvik Bileşke Darlığı Tedavisi: Cerrahi rekonstrüksiyon (pyeloplasti).

4. Böbrek Travmaları: Mekanizmalar, Değerlendirme ve Yönetim Yaklaşımları

Böbrek travmaları, künt veya penetran travmalar sonucu böbreklerde meydana gelen yaralanmalardır. Bu tür travmalar, trafik kazaları, düşmeler, spor yaralanmaları, ateşli silah veya bıçak yaralanmaları sonucu ortaya çıkabilir.

  • Mekanizmalar:
    • Künt Travmalar: En sık görülen mekanizmadır. Böbreklerin ani hızlanması veya yavaşlaması sonucu parankim hasarı, laserasyonlar veya pedikül yaralanmaları meydana gelebilir.
    • Penetran Travmalar: Ateşli silah veya bıçak yaralanmaları sonucu böbrek dokusunda doğrudan hasar oluşur.
  • Klinik Bulgular: Böbrek travmalarının belirtileri şunlar olabilir:
    • Hematüri: İdrarda kan görülmesi.
    • Yan Ağrısı: Böbrek bölgesinde ağrı.
    • Karın Ağrısı: Karın içinde kanama varsa karın ağrısı.
    • Şok: Ciddi kan kaybı durumunda şok belirtileri (hipotansiyon, taşikardi).
  • Değerlendirme: Böbrek travmalarının değerlendirilmesinde aşağıdaki yöntemler kullanılır:
    • Hemodinamik Stabilizasyon: Hastanın genel durumunun stabilize edilmesi.
    • Fizik Muayene: Karın muayenesi, kostovertebral açı hassasiyeti değerlendirilmesi.
    • İdrar Analizi: Hematüri varlığının belirlenmesi.
    • Bilgisayarlı Tomografi (BT): Böbreklerdeki hasarın tipinin ve şiddetinin belirlenmesi.
  • Yönetim Yaklaşımları:
    • Konservatif Yönetim: Minör böbrek yaralanmalarında (grade I ve II) takip ve destekleyici tedavi uygulanır.
    • Anjiyoembolizasyon: Kan damarlarındaki kanamaların durdurulması için anjiyografik yöntemlerle embolizasyon uygulanır.
    • Cerrahi Onarım: Major böbrek yaralanmalarında (grade IV ve V) veya konservatif tedavinin başarısız olduğu durumlarda cerrahi onarım veya nefrektomi (böbreğin çıkarılması) gerekebilir.

Randevu almak için tıklayınız.